İçindekiler
5G ve 2020 KIYAMET GİBİ
Tüm dünyanın konuştuğu çekirge istilası olayının ardından şimdi de karınca istilası boy gösterdi. Umman’da çekilen o görüntüler sosyal medyada kısa sürede yayılırken, izleyenleri de şoke etti. Peki Karınca istilası kıyamet alameti mi? Karınca İstilası Türkiye’ye gelir mi? Peki ya 5G tehlikesinin ayak sesleri mi? Bu konulara değineceğim ve daha fazlasını da anlatacağım sizlere bu videoda.
Hayvanlar neden dönüyor?
Sizlere bir sene önce hayvanlara ne oluyor diye sormuştum bir videomda. İlk abonelerimiz hatırlayacaklardır. Çeşitli hayvanların sebepsiz bir şekilde daireler çizerek dönmeleri anormal bir şeyler vardı ortada ve o günden bugüne sadece hayvanlar aleminde değil dünya da anormal bir şeyler oluşmaya başladı.
2020 yılı Kıyamet gibi!
2020 yılına girmemizle resmen tüm felaketler arka arkaya yaşanmaya başladı ve artık durum o kadar vahim bir hal aldı ki şaşırmıyoruz bile. Ve artık bir sonraki level de ne olacak diye sormaya başladık uzaylılar mı yoksa zombiler mi?
Hayvanlardan bir mesaj var!
Hayvanlar aslında bizlere 1 seneden daha uzun bir zamanda bir mesaj vermeye çalışıyor ama biz anlamıyoruz birşeyler yapılıyor yada yapılmaya çalışıyor ama bu ne dünya nın ne doğanın nede kainatı yoktan var eden rabbimizin hoşuna gidiyor ve tüm dünya ya bir mesaj verilmeye çalışılıyor.
Kuran da Karıncalar..!
Kuranı Kerim de karıncalar ibaresi Hz Süleyman ın mucizesinin anlatıldığı Neml Suresi’nde geçiyor.
Karıncaların isminin anıldığı Neml Suresi 17. Ayet şu şekilde:
“Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde, bir karınca şöyle dedi: “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; aman, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!”
Kıyamet Alametleri ve Karıncalar
Kıyamete yakın insanlığın başına bazı musibetlerin geleceği peygamberimizin hadislerinde aktarılıyor. Ancak karıncaların sayısının artmasının ve belirli bölgeleri istila etmesinden doğrudan kıyamet alameti olarak bahsedilmiyor.
Karıncalar hakkında ilginç bilgiler
Karıncalar bizlere göre çok ufak varlıklar olmalarının yanında çok hassasda yaratıklardır. Öyle ki tek başına bir karınca hayatta bile kalamazken bir araya gelen yüzlerce hatta binlerce karıncandan oluşan karınca kolonileri oyle bir çalışma ve işleyiş içindedir ki karınca gibi olmak yada karınca gibi çalışmak gibi sözler halk dilinde oldukça sık kullanılmaktadır.
Karıncalar, farklı türlerde olup dünyanın her yerinde ve farklı şekillerde yaşarlar. Toplamda 35.000’e yakın karınca türü vardır ve bunların sadece 9.000’e yakını keşfedilmiştir. Karıncaların soylarının, yaklaşık 100 milyon yıl kadar önce yaşayan yaban arılarından geldiğini biliyormuydunuz?.
Karıncalar hakkında şaşırtan bilgiler sadece bunlarlada sınırlı değil..
Karıncalar, koloni halinde yaşarlar ve her bir karıncanın farklı bir işlevi vardır. İşlevlerine göre; işçi karınca, köle-yapıcı karıncalar, kraliçe karınca, erkek karınca, ahşap karıncalar, yaprak-kesen karıncalar, petek karıncaları gibi isimler alırlar. Kolonin merkezinde kraliçe karınca yaşar. Kraliçe karınca, diğer karıncalara oranla daha büyüktür. Ayrıca, dünyadaki bütün karıncaların toplam ağırlığı, insanlarınkinden daha fazladır.
Karınca Kolonisi
Bir karınca kolonisi, 1 yıl içinde 10 milyondan fazla böceği katledebilir. Aslında karıncalar, bildiğimiz tüm yırtıcı hayvanlardan daha fazla et tüketirler. Karıncalar, besinleri bireysel değil ortak bir şekilde tüketirler.
Sıvı besinleri kursaklarında saklayarak yuvalarına götürürler. Karıncalar; kendilerine göre hafif olan besinleri tek başlarına taşıyabilirken ağır olan besinleri toplu halde yardımlaşarak taşırlar.
Karıncaların yuvaları, karmaşık bir sistemden ve tünellerden oluşur. Bazen geçici olarak boşluklardan faydalanırlar. Bir karınca yuvasında; yumurtaların bırakıldığı odalar, yemek depoları, çöp biriktirme odaları, havalandırma sistemleri, acil çıkışlar, köprüler, bağlantılar, kavşaklar yer almaktadır. Yaşadığımız çoğu şehirden daha düzenli bir şekilde tasarlamışlardır.
Karıncalar kış uykusuna yatarlar. Kasım ayında uyumaya başlayıp, mayıs ayında uykudan uyanırlar.
Tüm böcekler arasında en iyi beyin onlarınkidir. Tabiki bir arada olduklarında. Yani koloni halinde yaşadıklarında. Kendi ağırlıklarının 30 katı fazla ağırlık kaldırabilirler.
Aslında bunlar sadece bazıları…
Aslında bunlar sadece bilinen araştırmacıların tespit ettiği özellikler daha fazlasıda var aslında biraz önce demiştim ya 35000 karınca türünden sadece 9000e yakını keşfedilmiş yani çok daha fazlasıda var. Peki ne oluyor bu hayvanlara?
5G Teknolojisi
Yakın zaman öncesinde dünyanın her bölgesinden bir araya gelmeyi başaran 250 civarında bilim insanı BM ile DSÖ’ye ortak şekilde yazdıkları dilekçelerini gönderdiler. Bilim insanları söz konusu teknolojinin kısa ve uzun vadede özellikle kanser riskine yol açabileceğine işaret etti.
Diğer yandan aynı dilekçede kanser dışında hücresel stres, öğrenme ya da hafıza problemleri ile genetik aksaklıklara da dikkat çekildi. Üstelik bu durum sadece insanları değil, doğayı, bitkileri, hayvanları da etkisi altına alıyor.
Daha önce 3G, 4G gibi teknolojilere ilişkin sayısız deney ve bilimsel araştırma yapıldı. Bu araştırmalarda DNA hasarlarına ya da stres kaynaklı sperm hasarlarına rastlanıldı. Ayrıca çok güçlü radyo frekanslarıyla kanser teşhisi konulan fareler arasında önemli bağlantıların bulunduğu bir çalışma da yapıldı.
Fareler üzerinde 2 yıl boyunca test yapıldı..
2 sene boyunca bir grup fare gün içinde toplamda 9 saat boyunca elektromanyetik alana bırakıldı. 2 yılın sonunda yapılan testlerde hücre ölümlerinin önemli ölçüde arttığı, sinir sistemlerinin olumsuz yönde etkilendiği ortaya konmuştur. Üstelik bu iz bırakan deney yapıldığında daha ortada 5G teknolojisinin adı dahi yoktu.
Dünya Frekansı değişiyor 5G ile…
Dünya frekansı değiştiriliyor ve her yaşanan hadise aslında bir sonraki hadiseyide meydana getiriyor. Çekirge sürülerini paylaşmıştım ya sizlere bazı komplo teorisyenlerine göre bu çekirge sürüleri 5G teknolojisi kullanılarak yön değiştiriyor yada farklı bir teoride var ortada müttefik böcekler projesi..
Bunuda daha önce videolarımdan birinde dile getirmiştim hatta bu videoda aynen şunu dile getirmiştim;
Amerika birleşik devletleri müttfefik böcekler dediği bir biyolojik silahın üzerinde yıllardır çalışıyormuş.ve bunda da başarılı olmuşlar fakat hala yapım aşamasında ve bitmesi 2020 2023 aralığına kadar süreceği soyleniyor.
Bunun basına sızması ile birlikte konuyu ekolojik bir çalışma olarak göstermeye çalışsada bir çok bilim adamı konu ile ilgili yaptığı açıklamalar aslında bunun bir biyolojik silah olduğu yönünde.
Pentagon’a bağlı DARPA isimli bir daire tarafından sürdürülen proje 2016 tarihinden ve tam adı müttefik böcekler programı..
Çekirge sürülerinin yönlendirildiği iddaaları akabinde ilk aklıma gelen proje buydu.
5g teknolojisi tehlikeli mi?
Son zamanlarda teknoloji ile ilgili pek çok kişi ya da kurum 5G teknolojisi ile yatıp kalkıyor. Büyük bir heyecan uyandıran 5G çok önemli yenilikler vadediyor. Bugün teknolojik gelişimlerin odak noktasında yer almaya başlayan 5 G teknolojisine geçiş yapan ilk ülke Güney Kore oldu.
Geçtiğimiz senenin sonuna doğru cihazlarda kullanılmaya başlanan 5G, yararları kadar zararlarıyla da gündemde. Bu aralar 5G’nin tehlikelerine ilişkin yeni yeni araştırmalar söz konusu. Peki gerçekten 5G teknolojisi iddia edildiği üzere tehlikeli mi? Bunu açıklamadan önce 5G teknolojisinin tam anlamıyla ne olduğuna birlikte bakalım.
5G Teknolojisi Nedir?
En basit anlatımıyla beşinci nesil mobil teknoloji hizmeti olan 5G, piyasaya çok hızlı bir giriş yaptı. 5G kavramının İngilizce açılımını 5 Generation, yani 5. nesil şeklinde açıklayabiliriz. Bilindiği üzere en son kullanmış olduğumuz 4.5G ya da 4G teknolojileri, 3G teknolojisinin bir devamı niteliğindeydi.
4.5G teknolojisi ile beraber 100 MB internet hızına ulaşmak teorik anlamda mümkün kılınmıştı. Pratik anlamda ise bu rakamların ne yazık ki çok gerisinde kalındığı bilinen bir gerçektir. 5G ise daha önceki mobil telekomünikasyon hizmetlerini hız anlamında geride bırakıyor.
5G sayesinde 1Gbps ve 10Gbps arasında bir hıza ulaşmak artık mümkün olacak. Evlerden bilgisayarlı araçlara dek pek çok alanda kullanılabilecek olan 5G teknolojisinin hayatımızı ciddi düzeyde kolaylaştıracağı ortada.
2024 yılından sonra 5G kullanımının %50’nin üzerine çıkması ön görülüyor. Bu durum bir yandan sevindirici ve heyecan verici; ancak bir yandan da ne yazık ki endişe uyandırıyor. Çünkü 5G muhteşem yararlarından ziyade tehlikeli yönleriyle de geliyor.
5G Teknolojisinin Zararları
Şu anda çok sayıda ülke 5G teknolojisine geçmek için geri sayıma başlamış durumda. Buna rağmen örneğin Belçika gibi çalışmalarını bir süreliğine durdurma kararı alan ülkeler de yok değil.
Şu anda Avrupa ülkelerinin bazıları 5G teknolojisine endişe ile bakıyor. Bu endişenin altında yatan temel sorun ise radyasyon. Aslında teknoloji ile alakalı pek çok noktada radyasyon gündemimize dahil oluyor; ancak 5G teknolojisinde radyasyon düzeyinin çok ciddi noktalara ulaşacağı iddia ediliyor.
Bu nedenle bilim insanları daha şimdiden kullanıcıları 5G teknolojisinin zararlarına dair uyarıyor. Hatta bazı ülkelerde bu konuda ses getiren bazı sokak eylemleri de yapıldı.
Yüksek frekans dalgalarını kullanacağı için tıp alanında çok önemli cerrahi müdahalelerde bile kullanılabilecek olan 5G teknolojisi şimdilik kafaları karıştırmış görünüyor. Dalganın boyu kısalacağı için artık bu teknolojiden faydalanmak adına çok daha fazla anten yerleştirmek gerekecek. Baz istasyonlarını güçlendirmek için artık her 200 metrede bir antenler entegre edilecek.
Yakın zaman sonra yaşadığımız kentlerde neredeyse adım başı bir güçlendirici antenle karşılaşmak durumunda kalabiliriz. Radyo dalgalarının da doğal olarak artması vücudumuza olumsuz yönde etki edecektir. 5G tarafından yoğun olarak yayılan radyasyon vücudumuz için oldukça zararlı. Özellikle de bu durumun insan DNA’sı üzerinde ciddi tahribatlar yapabileceği düşünülüyor.
5G ile Her Nesne Akıllı Statüsüne Geçebilecek
5G ile beraber kullandığımız en basit ürünlerin bile teknik olarak internete bağlanması mümkün olabilecek. Ev eşyalarından kullandığımız yollara dek internet ağı her noktaya ulaşabilecek. Bu da tam anlamıyla bir internet devriminin yaşanacağının göstergesi. Akıllı arabalardan, akıllı telefon ve televizyonlardan sonra çok sayıda elektrikli ev eşyası, akıllı statüsüne geçecek.
Bu da her birinin üzerinde mikroçiplerin ya da antenlerin bulunacağı anlamına geliyor. Bu kadar yoğun bir yüklenme, elbette radyasyon açısından oldukça endişe vericidir.
Yerlilik Oranı Azalacak
Sağlık açısından ciddi bir tehdit oluşturan 5G teknolojisinin yararlarına rağmen Türkiye’ye ciddi bir maddi yükü olacak. Bilindiği üzere 5G henüz çok yeni ve tanınmayan bir teknoloji. Bu geçiş aşamasında Türkiye gibi pek çok ülke altyapı çalışmaları için hem cihaz grupları hem de yazılım açısından gözünü dışarıya çevirmek zorunda.
Mobil şebeke anlamında yerlilik oranının ciddi düzeyde azalması bekleniyor. Yapılan açıklamalar 5G’nin Türkiye’ye 2020 ya da 2021 içinde geleceği yönünde. Bilindiği üzere 4G teknolojisine Türkiye geç adapte olmuş ve bunun maddi bedelini ödemek durumunda kalmıştı. En azından Türkiye 5G teknolojisine erkenden adapte olmak ve daha büyük maddi zararların önüne geçmek istiyor.
Bilim İnsanları Ortak Bildiri Yayınladı
Yakın zaman öncesinde dünyanın her bölgesinden bir araya gelmeyi başaran 250 civarında bilim insanı BM ile DSÖ’ye ortak şekilde yazdıkları dilekçelerini gönderdiler. Bilim insanları söz konusu teknolojinin kısa ve uzun vadede özellikle kanser riskine yol açabileceğine işaret etti.
Diğer yandan aynı dilekçede kanser dışında hücresel stres, öğrenme ya da hafıza problemleri ile genetik aksaklıklara da dikkat çekildi. Üstelik bu durum sadece insanları değil, doğayı, bitkileri, hayvanları da etkisi altına alıyor. Daha önce hatırlanacağı üzere etkisi 5G’nin katbekat altında olan 3G, 4G gibi teknolojilere ilişkin sayısız deney ve bilimsel araştırma yapıldı.
Bu araştırmalarda DNA hasarlarına ya da stres kaynaklı sperm hasarlarına rastlanıldı. Ayrıca çok güçlü radyo frekanslarıyla kanser teşhisi konulan fareler arasında önemli bağlantıların bulunduğu bir çalışma yapıldı.
2 sene boyunca bir grup fare gün içinde toplamda 9 saat boyunca elektromanyetik alana bırakıldı. 2 yılın sonunda yapılan testlerde hücre ölümlerinin önemli ölçüde arttığı, sinir sistemlerinin olumsuz yönde etkilendiği ortaya konmuştur. Üstelik bu iz bırakan deney yapıldığında daha ortada 5G teknolojisinin adı dahi yoktu.
Minimum Radyasyon Hedefleniyor
Almanya’nın radyasyondan korunmaya dair resmi ofisi olan BFS, 5G’nin getireceği sağlık risklerini ortaya koyan kapsamlı bir soruşturmanın yapılmasını öneriyor.
BFS, en azından cep telefonundan kaynaklı radyasyonun etkilerini en aza çekebilmek adına bazı çalışmalara imza atıyor. BFS sinyal düşük olduğunda telefon konuşmasının devam edilmemesi gerektiğini ifade ediyor.
Ayrıca konuşma yerine daha çok SMS’in tercih edilmesinin ve konuşma sürelerinin kısa tutulması gerektiğinin altını çiziyor. 5G ile alakalı bilinçlendirme çalışmalarının önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor.
► ÜCRETSİZ ABONE OL.!
► YA DOĞRUYSA! Yapay Kıyamet Projesi (Zombi) 2020
► Dünya Şokta! Antibiyotik Kıyameti Grip Salgını Zombi Virüsü
► COVID-19 (Corona virüsü) ölümlerinde dikkat çeken artış!
BAKMIŞ YouTube kanalına abone olabilirsiniz
BAKMIŞ YouTube kanalı aboneleri ve video etkileşimleri ile hızlı bir şekilde büyümeye devam etmektedir. BAKMIŞ ilginç bilgiler kanalı haftada iki yeni video yükleyerek içeriklerini sürekli güncellemekte ve güncel trend konuları paylaşmaktadır. Sizlerde dünya insanlarından saklanan bu gizli bilgileri ve belgeler ile ilgili analizleri merak ediyorsanız BAKMIŞ YouTube kanalına abone olabilirsiniz. kıyamet
Sevdiğiniz ve ilginç bulduğunuz video içeriklerini arkadaşlarınız ile paylaşmayı ve yorum yapmayı unutmayın.