Ahit sandığı ve Hz Süleyman’ın yüzüğü mührü bulundu. Hz Mehdi hayatta olabilir mi? Kıyamet alametleri gerçekleşmeye devam ediyor! Ahit sandığı Kuran, İncil ve Tevrat’ta anlatılıyor. Kıyamete yakın ortaya çıkarak Hz mehdi nin eline geçecek.
Peki dünya da yaşanan gelişmelere baktığımızda Hz Mehdi hayatta diyebilir miyiz?
İçindekiler
Ahit Sandığı Nedir?
Ahit Sandığı (İbranice: אָרוֹן הַבְּרִית, Modern: ‘Arōn Ha’brēt’, Tiberian: ‘ʾĀrôn Habbərîṯ’; Koinē Greek: Κιβωτός της διαθήκης) Musa Peygamber tarafından tanrı Yehova’nın emri ve tarifiyle akasya ağacından yapılmış ve dışı altınla kaplanmış; içerisinde Musa’nın On Emrinin yazılı olduğu iki taş tablet, Harun’un asası ve bir şişe de manna olduğu söylenen; Eski Ahitte detaylıca anlatılan, Kur’an-ı Kerim’de de bahsedilen kutsal bir nesnedir.
Tevrat’a göre yapılışı Yahudiler’in Mısır’dan göç edişinden bir yıl kadar sonrasına denk gelmektedir. Sandık Yahudiler Sina Dağında saklanmaktayken tanrının tarifi ile Musa tarafından yapılmıştır. Akasya ağacından yapılmış bu altın kaplı sandık, Leviler tarafından tahta kollarından tutularak insanların 2,000 cubit (yaklaşık 800 metre) önünden olmak suretiyle taşınmıştır. Sandık taşınırken kendini taşıyan Levilerin ve din adamlarının görmemesini sağlamak için üzerine kat kat deriler ve mavi kumaşlar örtülmüştü. Tanrı sandığın üzerinde yer alan iki melek figürünün arasından Hz Musa’ya görünür ve bu yolla onunla konuşurdu.
Mührü Süleyman Anlamı Nedir?
Mührü Süleyman kimi araştırmalara göre Adem’in taşıdığı ve ona ait olan bir yüzüktür. Adem’in cennetten çıkarken bu yüzüğü “Arşa” bıraktığı söylenmektedir. Sonrasında ise bu yüzüğü Cebrail bulmuştur. Cebrail yüzüğü hemen Tanrıya getirmiştir. Tanrı’da yüzüğün Süleyman’a verilmesini emretmiştir. Cebrail de yüzüğü hemen Hz. Süleyman’ a teslim etmiştir. Bu rivayet sebebi ile de yüzüğün cennetten geldiği söylenmektedir.
Süleyman’ın mührü her dinde farklı isimler ile anılmıştır. Müslümanlar bu yüzüğe “Hatem-i Süleyman” adını verirken, Hıristiyanlar peygamberin babası olan Hz.Davud nedeni ile bu yüzüğü “Davut Yıldızı” ismini vermişlerdir. Hz.Süleyman’ın İsrail oğullarından olması sebebi ile mühür Yahudiler nezdinde de ayrı bir öneme sahiptir. Bu nedenle İsrail bayrağında da bu sembol yer almaktadır.
Hz.Süleyman yüzüğünün şeklide oldukça dikkat çekicidir. Yüzüğün üzerinde birbirine geçmiş biri ters biri düz üçgenden oluşan altı köşeli bir yıldız yer almaktadır.
Hz.Süleyman’ın tüm varlıklara hükmettiğini belirtmiştik. İnsanlara, cinlere ve hayvanlara hükmeden Süleyman’ın gücünün sırrının bu yüzük olduğu söylenmektedir. Günlerden bir gün yüzüğünü cariyesine emanet eden Hz.Süleyman’ın yüzüğü kendi kılığına giren bir cin tarafından çalınmıştır.
Yüzüğün çalınmasından sonra pek çok söylenti almış başını gitmiştir. Yaşanan bu talihsiz olaydan sonra Hz. Süleyman neyi ver neyi yoksa kaybetmiştir. Ancak bu olay Süleyman için bir son değil aslında bir başlangıç olmuştur.
Mührün yokluğu ile kendini kötü hisseden ve zor zamanlar geçiren Hz.Süleyman’ın yaşadığı acı günlerde kendisindeki asıl mühür olan “Mühr-ü Süleyman’ı” bulunduğu söylenmektedir.
Mührü Süleyman Yüzüğü Tılsımı Nasıl Yapılır?
Bilindiği üzere tılsım kişileri kötülüklere ve evrendeki bazı varlıklara karşı koruyan ya da kişilerin gerçekleşmesini istediği dilekleri için kullanılan ayetlerden ve mistik olan şekillerden oluşan takı ve kıyafetlerin tümüdür.
Tılsımın geçmişi oldukça eskilere dayanmaktadır. Tılsımın taşıyan kişilere şans ve mutluluk verdiği söylenmektedir. Tılsımlı nesneler taşıyan kişiler başkalarında olmayan özellikler kazanırken kimi zamanda bu tılsımlar taşıyan insanı birçok beladan uzak tutmaktadır.
Tabi ki tılsımın etkisini göstermesi için de Allah’a olan inanç ve temiz kalpli olmak oldukça önemlidir. Tılsımı taşıyan kişinin her şeyin Allahtan geldiğine inanması ve sadece o isterse gerçekleşeceğini bilmesi önemli bir detaydır.
Yazımızın başında bahsettiğimiz gibi Hz.Süleyman’a Tanrı tarafından bir saltanat verilmiştir. Bu saltanat sayesinde Hz.Süleyman’a cinler, rüzgar, akarsu gibi metaller, insanlar ve kuşlardan oluşan ordular tahsis edilmiştir.
Bu sembolün kullanıldığı yüzükleri kullanan kişilerin de koruyucu bir tılsıma kavuştuklarına ve kötülüklere karşı korunduklarına inanılmaktadır.
Görüldüğü üzere mührün anlamı oldukça dikkat çekmektedir. Hatta bu mühür atasözlerine bile konu olmuştur. Bilinen atasözü kullanımı: Mühür Kimdeyse Süleyman Odur! Bu sözden de anlaşılacağı gibi bu mühre sahip olan kişinin söz sahibi olacağının kanıtıdır.
MÜHR-i SÜLEYMAN
Mühr-i Süleyman hıristiyan ve yahudiler arasında beş kollu olarak bilinir. Altı kollu olana Dâvûd yıldızı ya da “magen David” denilmektedir. Yahudi geleneğinde, altı köşeli yıldız motifinin milâttan önce VI. yüzyıldan kalma bir mühürde ve Kafernaum’da yer alan bir sinagogun (m.s. IV. yüzyıl) duvar süslemesinde rastlanan erken kullanımlarının özel bir mâna taşımadığı ve dekoratif amacın ötesine geçmediği kabul edilir.
Ortaçağ’da daha ziyade kilise süslemelerinde rastlanan bu motifin yahudi geleneğinde bilinçli biçimde kullanımı başlangıçta yahudi büyü öğretisini ifade eden pratik Kabala ile sınırlı kalmıştır. Nitekim Ortaçağ boyunca asıl yahudi sembolü olarak altı köşeli yıldızdan ziyade yedi kollu şamdan (menorah) motifi öne çıkmıştır.
Yıldız motifinin Süleyman’ın mührü ile (hatam Şlomo) ilişkilendirilmesi de yine pratik Kabala’ya dayanır. Talmud’da yer alan bir pasaj, iyi ve kötü ruhları kontrol etmesi için Kral Süleyman’a verilen sihirli yüzük üzerinde Tanrı’nın en kutsal ismi kabul edilen dört harfli YHVH isminin (Tetragrammaton) işlenmiş olduğundan bahsedilir (Gittin 68a-b).
Süleyman’ın mührüne izâfeten oluşturulan, büyü veya tılsım özelliğine sahip Ortaçağ yahudi yüzüklerinde ise Tanrı’nın ismi yerine altı köşeli (heksagram), bazan da beş köşeli (pentagram) yıldız işlemesi kullanılmıştır.
Ortaçağ’a ait yahudi büyü metinlerinde sözü edilen ve daha sonra yıldız motifiyle ilişkilendirilen bir başka sihirli güce sahip eşya Kral Dâvûd’un zırhıdır (magen David).
Aynı şekilde Dâvûd’u düşmanlarından koruduğuna inanılan bu zırh Tanrı’nın yetmiş iki ismi veya Tanrı’nın gücünü ifade eden Şadday ismi ya da yedi mısralı 67. Mezmur’un yazılı olduğu şamdan biçiminde bir işlemeye sahipken bu işleme zamanla kutsal ruhun altı boyutunu ifade eden (İşaya, 11/2) altı köşeli yıldıza dönüştürülmüştür (XIII. yüzyıl).
Dolayısıyla altı köşeli yıldız motifi için uzun bir müddet (XIII-XVII. yüzyıllar) hem magen David hem Süleyman’ın mührü tabirleri kullanılırken magen David tabiri yayılmış ve Süleyman mührü isimlendirmesi beş köşeli yıldıza hasredilmiştir.
Yahudi mistik geleneğinde koruyucu özelliğinden dolayı mezuza ve muskalarda içleri Tanrı’nın isimleri veya Tevrat pasajlarından alıntılarla işlenmiş olarak sıkça kullanılan altı köşeli yıldız motifi, Dâvûd’la bağlantısından hareketle Alman yahudileri arasında ve Sabataycı çevrelerde mesîhî sembol diye benimsenmiştir.
İlk defa Prag yahudi cemaati tarafından bir nevi millî sembol olarak flama üzerine uygulanan (XIV. yüzyıl) ve sonraki dönemlerde diğer yahudi cemaatlerinin sancak ve flamalarına da işlenen bu motif, ayrıca Prag dışında İtalya ve Hollanda yahudilerine ait neşriyatta amblem işlevi görmüş, sinagog tezyininde ve mezar taşlarında sıkça kullanılmıştır (XVII-XVIII. yüzyıllar).
Aydınlanma döneminde ise hıristiyan haçına karşılık yahudilerin sembol arayışına cevap olmuş, XIX. yüzyıldan itibaren yahudi mistik geleneğinin, bazı yahudi cemaatlerinin ve sinagogların dar alanından çıkıp yahudi toplumunun tamamına mal edilmiştir. Önce Theodor Herzl’in siyonist hareketinin, daha sonra modern İsrail Devleti’nin bayrağının amblemi olarak seküler bir boyut kazanan bu motif, günümüzde şans getirici muska özelliğinin yanı sıra daha ziyade modern yahudi kimliğinin evrensel sembolü diye bilinmektedir.
Mühr-i Süleyman İslâm inancında, “Kıyametten önce yer altından elinde Süleyman’ın mührü ve Mûsâ’nın asâsı olduğu halde bir dâbbe çıkacak ve asâsıyla müslümanların yüzünü aydınlatacak, mührüyle kâfirlerin yüzünü mühürleyecektir” meâlindeki hadis dolayısıyla girmiş (Müsned, II, 259; İbn Mâce, “Fiten”, 31), İsrâiliyat’tan beslenerek ayrıntılı biçimde işlenmiştir.
Bu rivayetlerde Hz. Süleyman’ın ateşe, suya, rüzgâra, kuşlara ve hayvanlara hükmetmesini sağlayan yüzük şeklinde tılsımlı bir mührün sahibi olduğu, cennette Hz. Âdem’e ait iken Cebrâil tarafından Hz. Süleyman’a getirilmiş olan bu yüzüğün üzerindeki altıgen motifte ism-i a‘zamın remzedildiği, Hz. Süleyman’ın ism-i a‘zama hürmeten bu yüzüğü yalnızca abdesthaneye giderken çıkarıp Âsaf adlı vezirine veya hanımı Âmine’ye teslim ettiği, mühür parmağında olmayınca hayvanlara hükmedemediği kaydedilmektedir.
Bir gün abdesthaneye gittiğinde hilkat garibesi bir sahra cini (ifrit veya dev) Süleyman’ın kılığına girip hanımından mührü almış, Hz. Süleyman mührü istediğinde sahtekârlıkla suçlanmış ve kendi kılığına giren devin emriyle saraydan çıkarılmış, dev onun yerine sarayda hüküm sürmeye başlamıştır.
Hz. Süleyman bir sahil kasabasında balıkçıların yüklerini taşıyarak hayatını sürdürmüş, aradan kırk yıl geçtikten sonra dev bir daha başkalarının eline geçmesin diye mührü denize atmış, ardından kendisine karşı ayaklanan hayvanlar ve cinler tarafından parçalanarak öldürülmüştür.
Aynı günlerde yanında çalıştığı balıkçı Hz. Süleyman’a hizmetine karşılık para yerine bir balık vermiş, Hz. Süleyman akşam balığı pişirmek için karnını yardığında kendi yüzüğünü görmüş ve onu parmağına takıp saraya gitmiş, orada eski hayatına kavuşarak peygamberlik dönemini tamamlamıştır. Halk arasındaki, “Mühür kimdeyse Süleyman odur” atasözü bu kıssaya dayanır.
Bir sembol olması bakımından mühr-i Süleyman, yahudi ve mason ustaların eserlerinde olduğu kadar İslâm tezyinî sanatlarının metal, ahşap, mimari, dokuma gibi pek çok dalında nakış amaçlı kullanılmıştır. Mühr-i Süleyman’a özellikle yapı süslemelerinin göbek motifi olarak sıkça rastlanır. Bulunduğu yere şeytanın giremediğine dair halk inancından dolayı taş, ağaç, cam, kâğıt gibi yüzeylerde merkezî motif olarak kullanılmıştır.
Yine bu inançla cami, tekke gibi mekânların kubbe veya tavan nakışlarında, kapı kanatları yahut medhal sövelerinde mühr-i Süleyman desenleri bulunur. Anadolu Selçukluları, Artukoğulları ve İlhanlılar’ın eserlerinde bilhassa kubbelerin kilit taşlarında yer almıştır.
Osmanlılar’da ise başta hamam kubbe delikleri olmak üzere mezar taşları, cami tezyinatları, anıtlar ve kemer kilit taşlarıyla çini, seramik gibi mimariyi ilgilendiren hususlarda şeytanı uzaklaştırmak amacıyla; mutfak eşyalarında, çeşmelerde, sebillerde, tas, tepsi ve tabaklarda zehirlenmeye karşı tılsım niyetine; serpuş, tolga başlıklarda güç sembolü; giyim eşyaları ve takılarda hırz ve vefk olarak yüzyıllarca kullanılmıştır.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın rüzgâra hükmedebilmek için sancağına mühr-i Süleyman motifi nakşettirmesi bu gelenekten kaynaklanır. Devlet fikri ve hükümet etme yetkisi ilk defa Hz. Süleyman’da kemale erdiği için ona bunu sağlayan mühür de aynı güç ve kudreti temsil eder. Bu sebeple mühr-i Süleyman her şeyden evvel devlet olmanın ve hükmetmenin sembolüdür.
Popüler Videolar:
– 2021 Türkiye ve Dünya Kehanetleri – Azerbaycanlı Şaman
– KURAN DA ZAMAN YOLCUSU GİZEMİ!
– KABE KİMLERİN ELİNDE? KABE İMAMI SUDEYS YAHUDİ HUTBESİ
– 21 ARALIK’TA NE OLACAK? Kehanetler
– Simpson’lar ve Gerçekleşen Kehanetleri – THE SIMPSONS 2021
– TARİHİ UFO PROJESİ -Sahte Uzaylı İstilası
– HERŞEY PLANLI – Rockefeller Ailesi 2021 Yeni Dünya Düzeni
– 2021 THE ECONOMİST DETAYLI KAPAK ŞİFRELERİ DÜNYA KEHANETLERİ
Ve daha fazlası kanalımızda…
BAKMIŞ YouTube kanalına abone olabilirsiniz
BAKMIŞ YouTube kanalı aboneleri ve video etkileşimleri ile hızlı bir şekilde büyümeye devam etmektedir. BAKMIŞ ilginç bilgiler kanalı haftada iki yeni video yükleyerek içeriklerini sürekli güncellemekte ve güncel trend konuları paylaşmaktadır. Sizlerde dünya insanlarından saklanan bu gizli bilgileri ve belgeler ile ilgili analizleri merak ediyorsanız BAKMIŞ YouTube kanalına abone olabilirsiniz. kıyamet
Sevdiğiniz ve ilginç bulduğunuz video içeriklerini arkadaşlarınız ile paylaşmayı ve yorum yapmayı unutmayın.