İçindekiler
Evdeki Hayalet
En sevdiğim kısa KORKU hikayelerinden birinde, bir adam telefonunu kaybettiğini ve birinin ona oyun oynadığını düşünür. Meğerse onunla oynayan biri varmış ama bu bir insandan çok hayalet.
“Dün gece bir arkadaşım yerel bir barın müzik gecesinde açılış gösterisini izlemek için beni evden dışarı çağırdı. Birkaç içkiden sonra telefonumun cebimde olmadığını fark ettim. Oturduğumuz masayı, barı, banyoları kontrol ettim ve şansım yaver gitmedikten sonra arkadaşımın telefonunu kullanarak kendiminkini aradım. İki dakika sonra birisi cevap verdi, düşük bir kıkırdama verdi ve kapattı. Bir daha cevap vermediler. Sonunda telefonumdan vazgeçtim ve eve gittim. Telefonumu komidimin üzerinde, bıraktığım yerde buldum.”
Yatağın Altında Biri Var
Bazen çok kısa korku hikayeleri en iyisidir, ve bu hikaye, Buzzfeed üzerinden Reddit’de paylaşılan bir babanın hikayesini anlatıyor:
“Onu yatağa yatırmaya gittim ve bana “Baba, yatağımın altındaki canavarları kontrol et.” dedi. Onun eğlencesi için yatağın altına baktım, oğlumun aynısını yatağın altında gördüm, bana titreyen sesi ile fısıldayarak, “Baba, yatağımda biri var.” dedi.
Bodrum Katında Köpek Yavrusu
Reddit’te bulunan bu kısa korku hikayesi çok korkunç duruyor:
“Annem bodruma asla girmememi söyledi, ama o sesi neyin çıkardığını görmek istedim. Köpek yavrusu gibi geldi ve ben de köpeği görmek istedim, ben de bodrum kapısını açtım ve parmak uçlarımla biraz aşağı indim. Bir köpek yavrusu görmedim, sonra annem beni bodrumdan çekip bana bağırdı. Annem daha önce bana hiç bağırmamıştı ve bu beni üzdü. Ağladım. Sonra annem bir daha bodruma inmemi söyledi ve bana kurabiye verdi. Bu beni daha iyi hissettirdi, bu yüzden ona bodrumdaki çocuğun neden köpek yavrusu gibi sesler çıkardığını ya da neden elleri ve ayakları olmadığını sormadım.”
Sandalye
Bu kısa hikaye yeterince sakin başlıyor, dost gibi görünen hayalet çocuklarla oynarken, odanın etrafında hareket eden nesneleri bir çok korku filminde gördük. çok ürpertici olur.
“Kız kardeşim Betsy ve ben çocukken, ailemiz bir süre büyüleyici bir çiftlik evinde yaşadı. Tozlu köşelerini keşfetmeyi ve arka bahçedeki elma ağacına tırmanmayı severdik. Ama en sevdiğimiz şey hayaletti. Ona anne dedik, çünkü çok nazik ve iyi niyetli görünüyordu. Bazı sabahlar Betsy ve ben uyanırdık ve her bir komidemizde bir gece önce orada olmayan bir bardak bulurduk. Annem onları orada bırakmıştı, gece susayalım diye endişeleniyordu. Sadece bizimle ilgilenmek istedi. Evlerin orijinal mobilyaları arasında oturma odasının arka duvarına karşı tuttuğumuz antika ahşap bir sandalye vardı. Ne zaman meşgul olsak, televizyon izlerken ya da oyun oynasak, annem o sandalyeyi ileri geri oynatırdı. Bazen sandalyeyi odanın ortasına kadar taşımayı başarırdı. Onu duvara dayadığımız için hep üzgünüz. Annem sadece yanımızda olmak istedi. Yıllar sonra,taşındıktan çok sonra çiftlik evinin asıl sakini, dul bir kadın hakkında eski bir gazete makalesi buldum. İki çocuğunu yatmadan önce her birine birer fincan zehirli süt vererek öldürmüştü. Sonra kendini asmıştı. Makalede çiftlik evinin oturma odasının bir fotoğrafı da yer aldı. Onun altında, devrildi, o eski ahşap sandalye, tam olarak odanın ortasına yerleştirilmiş şekildeydi.”
Onları İçeri Alma
bu hikaye diğerlerine göre biraz uzun olsa da çok güzel bir hikaye:
Bir gece oturma odasında siyah gözlü çocuklar ve siyah giyinen adamlarla hakkında hikayeler okuyordum köpeğim kalkıp onu dışarı çıkarmam için kapıya doğru gitti tam ayağa doğru kalkacaktım ki kapıya doğru hırlamaya başladı tek değişik olan şey hayatı boyunca hiç hırlamamıştı sonra diğer köpeğim kanepeye atladı titremeye ve hırlamaya başladı doğal olarak biraz tedirgin olmuştum bide korkunç birşeyler okuyordum daha fazla tedirgin olmuştum arkama yaslanıp biraz sakinleştim ve köpeğimi okşayarak onu da sakinleştirdim ve ardından kapı çaldı normalde köpeklerim kapı çaldığında kapıya doğru havlayıp heycanlanırdı ama bu sefer kapıdan uzaklaşıp yanıma doğru geldi o an tedirginleşmeye başladım evdeki bütün ışıklar ve perdeler kapalıydı kapı deliğim olmadığı için perdeyi açıp kapıya baktım kapımın önünde iki tane çocuk vardı biri 5 yaşında gibiydi küçükgözüküyordu diğeri ise 10 yaşında falandı kalın kışlık bir mont giymişlerdi bu çok garipti çünkü yazın tamda ortasındaydık sonra ikiside arkasını dönüp bana baktı verandamda lamba yoktu o yüzden yüzlerini göremedim ama pencereye doğru bakmışlardı iyice tedirgin olmuştum o yüzden pencereden uzaklaşıp kanepeye oturdum bu olanlara inanamıyordum siyah gözlü çocuklar kendilerini bilen kişileri ziyaret ettiğini duymuştum ardından çocuklardan biri konuştu ” bey efendi bizi içeri alırmısınız dışarısı çok soğuk ve kardeşim çok aç ” cevap vermedim paniğe kapılmıştım çünkü erkek olduğumu nasıl anladıklarında hiç fikrim yoktu sadece kanepede oturup bekledim gecenin bu saatinde iki çocuğun dışarıda ne işi vardı ki hikayeler okumuştum ve aklımdan hayır kapıyı açmıyacağım diye geçiriyordum içimden “beyfendi lütfen bizi içeri alın sizi penceriden gördüm ordaolduğunuzu biliyorum sadece bir saniyenizi alıcak ” tamam ne dönüyor bir saniyemimi alıcak hangi çocuk bunu derki korkudan dona kalmıştım daha hiçbir şekilde cevap veremedim gitmelerini bekledim ve pencereye bakmayı tenezzül bile etmedim çünkü orda olduklarını biliyordum bana o simsiyah gözleriyle bakacaklardı bir kaç dakika sesizlikten sonra pencereye vurmaya başladılar ve yine aynı sesi duydum “bizi içeri alın lütfen hava çok soğuk annemizi aramamız lazım eğer aramassak endişelencek o an korkudan bayılmak üzereydim kanepeye yaslanıp sakinleşmeyi denedim yarım saat öylece sakinleşmeyi denedim sesizlik çöküp onların gittiğine emin olana dek o çocukların gözlerini görmemiştim siyah gözlü çocuklar olup olmadıklarına dair bir aknıtım yok ama öyle olduklarına eminim telefonumu çıkarıp o hikayeleri bana tavsiye eden arkadaşımı aradım uykusundanuynadırmıştım geceyi benimle geçirmesi için ona yalvardım olayları anlatır anlatmaz kabul etti yaklaşık 15 dakika geçti ama hayla gelmedi endişelendim çünkü hemen yan sokakta yaşıyordu garaj yolundan far ışıkları geldiğini gördüm ve pencereden dışarı baktım arkadaşımın arabadan çıktığını ve kapıma doğru koştuğunu gördüm kapıya vuruyordu hemen kapıyı açtım ağladığını gördüm dehşete düşmüştü ” bana inanmicaksın ama yemin ederimki az önce bana bahsettiğin o iki çocukla karşılaştım ” anlattığına göre kırmızı ışıkta durmuş telefonuna bakıyormuş sonra bir çocuk camı tıklatmış korkmuş ve camdan dışarı bakmış tuhaftırki o anda tarafik ışıkları sönmüş dolayısıyla çocukların yüzünü görememiş ama arkasında ondan daha küçük bir çocuk varmış endişeyle arabanın camını indirmiş “yardımcı ola bilirmiyim ” ve çouk demişki ” bizi arabaya al ” bunu emir verirmişgibi bir çocuğa göre fazla özgüvenli bir ses tonuyla söylemiş arkadaşım hiç bir şey dememiş ve çocuk arabay doğru ilerlemiş artık yeteri kadar yakınmış ve görebilmiş kapkara gözleri varmış baştan başa simsiyah hiç beyazlık yok o an uzaklaşmak istemiş ama sanki bakışlara karşı koyamıyormuş tam kapıyı açacağı zaman kendine gelmiş gaza basmış ve hızlıca yanıma gelmiş o gece beraber sabahladık okuduğum hikayelere göre genelde siyah gözlü çocuklar birden çok ziyarete gelirmiş uyku ilacını içip sabaha kadar yatıcaktım birdaha gelmesinler diye.